21 Yaş Kararları
Çooook uzun bir aradan sonra bir yazı yazmanın zamanı geldi diye düşündüm ve sizinle 2016 yılında aldığım kararları paylaşmak istedim zira yazacak başka bir şeyler bulamadım şu an için.
Geçen yıldan beri zaten uygulamak istediğim bazı kararlar vardı onlar da şunlardı :
1.Sağlıklı beslenmek
2.Spora gitmek
3.Kendime/görünüşüme özen göstermek-süslü olmak
Bu kararlardan 3.olanı aslında uyguluyorum sayılırdı tabi ki ama gittim bir sürü gereksiz makyaj malzemesi falan alıp hiçbirini doğru dürüst kullanmadım. Sağlıklı beslenmekse evde yaşayan bir öğrenci olarak haliyle biraz zor oluyor. Yemek yapmaya, evde o yemeği düzenli saatlerde yemeye zaman ayırmaktansa dışarıda yemeyi tercih ediyordum ne yazık ki. Haliyle zaman zaman güzel şeyler yesem de genelde hamburger, mantı, pastalar, donatlar gırla gidiyordu.
*Peki bu yıl nasıl oldu?
1. Şöyle oldu. Erkek arkadaşımın düzgün bir şekilde spora başlamasıyla benim de ona destek olmamdan mütevellit yediklerimize dikkat etmeye başladık. Protein ağırlıklı, işte hamuru hayattan çıkarmaya çalışmalı yemek çeşitleri seçmeye dikkat ediyoruz. Ben tabi onun kadar kasmıyorum ama ara öğün almaya, düzgün şeyler yemeye gayret ediyorum.
2. İşin beslenme kısmı böyle ağır aksak biraz düzelirken bir de aniden spora gitme kararı aldım. B-Fit merkezlerinden evime yakın olanına deneme seansına katıldım ve işletmecisinin güler yüzlülüğüyle de hemen yazılmaya karar verdim. Semtim zaten kokoş teyzelerle dolu olduğundan ve ben de teyze muhabbetinden fazlasıyla hoşlandığımdan oraya daha bir ısındım. -Tabi oradaki en fit insanın olmanın vermiş olduğu bir öz güven de var :D- Normalde 1 aylık üyelik kabul etmeseler de öğrencilere böyle bir torpilleri var. Bizim de zaten taşınma durumumuz olduğundan 1 aylık üyelik benim için biçilmiş kaftandı. Neyse. Pazartesi günü üyeliğimin 1.haftası doluyor ve bu 1 haftanın 5 günü oradaydım. Benim için güzel bir stres atma ve zaman geçirme mekanı oldu diyebilirim. Kapıdan girdiğim an olumsuz her şeyden, hayat karmaşasından, ulaşım sıkıntılarımdan, ev işlerinden -bu arada ev işi yapmayı mümkün olduğunca azaltıp odama kapanıp yaşamaya karar verdim-uzaklaşıp olumlu enerji doluyorum üstüne bir de eğleniyorum. Daha ne olsun ki? Bu iş benim fazlasıyla hoşuma gitti ve şimdilik hiçbir pişmanlığım yok. Spora yazılmayı düşünen, tereddüt eden falan varsa bence risk almaya değer. Güzel zaman geçiriyorsunuz çünkü. İşin B-Fit kısmına gelecek olursak işletmecisinden işletmecisine fazlasıyla değişken bir kuruluş. Kimisi internete inanılmaz şikayetler yazmıştı ben de çok tereddütlüydüm ama buranın işletmecisi o kadar tatlıydı ki hiçbir sorun yaşayacağımı düşünmüyorum.
3. Spor kısmı da böyle hallolmuşken, büyüklerim bana fazla makyaj yaptığmı -fondöteni kastederek- söylüyorlardı. İlerde şöyle olur böyle olur derken ben de fondötenden biraz soğudum. Kendimi bana yaşlı hissettirdiğini fark ettim. O yüzden özel zamanlar dışında fondöten sürmeyi bıraktım. Sivilcelerim çok belli oluyor evet ama zaten fondöten sürünce de kat kat sürmediğim için bir etkisi olmuyordu. Makyaj malzemelerini de minimalize etme yoluna ittim kendimi. Artık sadece ihtiyacım oldukça alacağım ve kaliteli şeyler almaya dikkat edeceğim. Makyajı azaltınca hazırlanma sürem de azaldı doğal olarak. En çok hoşuma giden kısım bu oldu.
*Bir sonraki ve en önemli kararım ise bu minimalize etme kararını gardrobuma uygulayacak olmam. Hep ama hep kaliteli şeyler alıp, kombin şeklinde alıp, ne giysem diye uğraşmamayı ve özenli bir görüntü sergilemeyi istiyorum ama bunu maalesef başaramıyorum. Resmen çula çaputa para verip 20-20-30-50 liralar birikiyor ve aldıklarımın hiçbirini giymeyip paramı çöpe atıyorum aslında. ( "Ucuz mal alacak kadar zengin değilim" sözü bir kez daha kanıtlandı böylece. Sağ olasın Henry Ford. ) Kaliteli ve az kıyafetiniz olunca hem giydikleriniz gerçekten çok özenli duruyor hem de olanlar arasında kombinleme seçeneği az olduğu için zamandan da kazanıyorsunuz. Bu kararımı hayata geçirmek için öncelikle dolabımdan koca bir poşet kıyafet çıkardım fakat tabi ki bu hiç ama hiç yeterli olmadı. Hala çıkarılacak "ya bunu giyerim" diyip giymediğim bir sürü parça var dolabımda.
Bunlar kafamda dönerken internette "kapsül gardrop" denen bir akıma rast geldim. Okudum, araştırdım. Dolap nasıl düzenlenmeli, ne olmalı falan derken bir sürü şeyler not aldım.
Kapsül gardrop dediğimiz şeyin özelliği şu -okuduğunuz kaynağa göre değişiyor- , dolabınızda başlıca parçalar olacak. (Zamansız ürünler, kurtarıcı parçalar başta olmak üzere). Bunlara ek olarak da en çok giymekten hoşlandığınız parçalar olacak. Kendinize renkler, tarzlar belirleyip sınırlı sayıda (genelde 33 parça) ürünle bir gardrop oluşturacaksınız. Genelde 3 aylık periyotlardan oluşuyor bu dolaplar. Mevsimlik yani. "Bu kapsül gardrop da neyin nesiymiş" derseniz, ben çoğu bilgiyi şu --> http://japonkedi.blogspot.com.tr/ blogdan edindim. Detaylarıyla, artılarıyla eksileriyle, raporlarıyla arşivden bulabilirsiniz
Tabi ki bu bilgi edindiğim insanlar iş güç sahibi insanlar olduğu için dolapları da ona göre şekilleniyor. Ben öğrenci olduğum için daha rahat kıyafetler seçerim gibime geliyor. Zira bu yıl şık olma kararı almış, ona göre alışveriş yapmışken 21 yaşıma basmamla beraber nedense okula öğrenci gibi gitmeye, süslenmemeye, koca koca sırt çantaları takmaya karar verdim.-Bir insanın kararları bu kadar uçlarda olmamalı- Bunların hepsini uygulamam için öncelikle dolabımı adam akıllı bir temizlemem gerekiyor tabi ama eğer uygularsam bir hayli mutlu olacağımı, zamandan kazanacağımı ve hafifleyeceğimi düşünüyorum.
Bakalım yıl içinde daha ne gibi gelgitler yaşayacağım. Şimdilik aldığım kararlar her şeyi minimalize etmeye, sadeleşmeye "hayatımı daha mutlu nasıl yaşayabilirim"e yönelik kararlar. Herkese tavsiye ediyorum. :)
Merhaba, blogunuzun bir yerine e-posta ile takip et widgetı koymanız gerektiğini düşünüyorum ilerideki yazılarınız için. Bu blogu takip etmek ve yeni yazıları almak için iyi olur. Başarılar dilerim.
YanıtlaSilHemen dikkate alacağım, teşekkürler :)
YanıtlaSil